Türkiye’de yer alan azınlık cemaatlerinin tüzel kişilik kazanamamasından kaynaklanan boşluğu değerlendiren şahıs, Türkiye’de bulunan azınlıklara ait kiliseleri satışa çıkardı.
Sebahattin Gök isimli şahıs, Sent Antuan Kilisesi, Bulgar Demir Kilise ve Adventist Kilisesi binalarının satışını mirasçılar aracılığıyla yapmaya çalıştı. Ancak üç kilisede de ya tedbir koyuldu ya da erken fark edilerek satış iptal edildi.
Davaları hala devam eden satış girişimlerinin bir de diğer yüzü ortaya çıktı. Satışa çıkan gayrimenkulleri almak isteyenlerden talep ettiği rakamları da satış gerçekleşmemesine rağmen ödemeyen Gök’ün, Interpol tarafından da araştırılmaya başlandığı ifade ediliyor.
Son olarak, Sent Antuan Kilisesi ve avlusundaki binaları satışa çıkaran şahıs hakkında soruşturma başlatıldı. Yargıya taşınan olay ilk kez yaşanmazken, taşınmazlara yönelik satış yapılacak kişiler de mağduriyetlerini paylaşıyorlar.
İlk Kilise Satışı 2016’da
2016 yılından beri süregelen olaydan önce Bulgar Demir Kilise için de aynı yasal boşluktan faydalanmaya çalışan şahıs, satışa çıkardığı yeri almak isteyenler üzerinden binlerce dolar alıyor. Ancak ne sonuçlanan bir satış ne de tamamlanan bir süreç söz konusu.
Sent Antuan Kilisesi, Bulgar Demir Kilise ve Adventist Kilisesi himayesinde olan binaları tüzel kişi olmamalarından faydalanarak mirasçılarını bulup satışa çıkarmaya çalışan kişi Sebahattin Gök adına dava açıldı.
Aynı ismin geçtiği üç farklı olayın akıbeti gerek söz konusu cemaatler gerek gayrimenkul alıcıları arasında ciddi kriz yaratmış durumda. Şahsın aynı zamanda gayrimenkul almak isteyen kişiler üzerinden dolandırıcılık suçlamalarında da adı geçiyor.
Kiliseleri satışa çıkardı, başrahip satışa tedbir koydurdu
Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ve en yoğun cemaatine sahip olan Sent Antuan Katolik Kilisesi, tüzel kişiliğinin olmaması nedeniyle yapım döneminde üzerlerine kaydedilen kişilerin mirasçıları tarafından satışa çıkarılmaya çalışıldı. Durumdan rahatsız olan Tapu Müdürlüğü satış talebini Sent Antuan Kilisesi’ne bildirdi. Kilise başrahibi ise satışa tedbir koydurdu.
Kilisenin tüzel kişiliği olmadığı için o dönem gereği İtalyan Kraliyet ailesi mensupları üzerine kayıt edildiği biliniyor. Bu boşluktan yararlanan Sebahattin Gök isimli kişi ise mirasçılara ulaşıp satış izni alarak binaları başka kişilere satmaya çalışıyor. Bu evrede hiçbir durumdan haberi olmayan alıcılar satış için binlerce dolarını şahsa telim ediyor. Ancak ne satış ne de para iadesi mümkün oluyor. Yıllardır farklı gayrimenkuller üzerinden bu krizin yaşanmasına sebep olan kişiye ise ulaşılamıyor.
Daha önce aynı durumda farklı kiliselerin de mirasçılarına ulaşarak kilise taşınmazları üstünde hakları olduğunu iddia eden Sebahattin Gök’ün son hamlesine Vatikan avukatı aracılığıyla müdahale edildi. Sebahattin Gök ise, tedbir kararının kalkması için açılan davaya itiraz etti.
Sebahattin Gök, Taksim’deki Adventist Kilisesi ve müştemilatının satışını tamamlamış ve kilise bu taşınmazları yeni sahibinden tekrar satın almıştı. Halen bu gayrimenkul üzerinden de açılan dava devam ediyor.
Söz konusu davalar henüz sonuçlanmamışken Sebahattin Gök’ün sadece Kiliselere ve mirasçılara değil gayrimenkul almak isteyen üçüncü kişiler için de ciddi tehlike oluşturduğu ortaya çıktı.
Ekşi Sözlük Yazarından Sebahattin Gök Uyarısı
Ekşi sözlük yazarının Sebahattin Gök için anlattıkları söz konusu olayın karanlık tarafını tüm çıplaklığıyla ortaya çıkarıyor. Başkalarının da zarar görmemesi adına paylaşım yaptığını ifade eden Ekşi Sözlük yazarı; Sebahattin Gök ve sahibi olduğu Aktaş Gayrimenkul ile yaşadığı ve aylar süren bir olayı açıklıkla anlatıyor.
Sebahattin Gök’ü oğlu aracılığıyla tanıdığını ifade eden yazar Gök’ün kendisini Avukat olarak tanıttığını belirtiyor. 20 yıllık bu şirketin dijital ortamda araştırabilecek bir alt yapının olmadığını vurgulayan yazar, güvenli olduğunu düşünerek kendisiyle bir taşınmaz üzerinden sözleşme imzalamış.
Beyoğlu’nda eski binalar üzerinde özel olarak çalıştığı bilgisini veren ekşi sözlük yazarı olayı şöyle ifade ediyor; “ Sebahattin Gök, Ermeni, Rum, Fransız, İtalyan vakıf ve derneklerinin korkulu rüyası haline gelmiş. 20 yıldır büyük ustalıklarla her türlü alengirli işi başarmış ve bunu gururla anlatıyor. Aldığı taşınmazı önce bir emlakçıya satar, o da başka emlakçı arkadaşına ve bir bakmışsınız ki artık olay Arap saçına dönmüş. Mal sahibi ortaya çıksa da bir şey yapmak mümkün değil; geçmiş olsun. Kiliseleri satışa çıkardı, ek binalarını sattı ama bu konuda şüphe duymuyorsunuz, sizi yazılı, sözlü öyle bir etkiliyor ki inanıyorsunuz.
Tapuyu alırsınız; bu sefer der ki; “İşgalciler var içinde, şimdi satıldığını anladılar, agresif davranırlar. 6 ay sonra işleme başla sorun olmasın” Aslında çoktan parayı almıştır, sizin itirazınıza zaman kazanmak için farklı bahaneler üretiyordur. Elinizdeki tapu ile mahkemeye koşarsınız lakin içeride oturan kişiler evin kendilerine ait olduğunu ifade eder. İzin vermemişlerdir satışına ve elinizdeki belgenin sahte olduğunu söylerler ve haklıdırlar. Evrakta sahtecilik başta olmak üzere şu an sayamayacağım birçok başlık altında bu kez size dava açılır.”
Sebahattin Gök Nasıl Çalışıyor?
Sözlük yazarı, Sebahattin Gök’ün çalışma prensibini de Gök’ün kendi cümleleriyle şöyle anlatmış; “Türkiye’deki tüm tapu arşivlerine sınırsız erişimim var. Türkiye’de mülkü olduğunu bilmeyen mal sahiplerini bulurum. Öldüyse nerede öldüğünü araştırır, Türkiye’de kaydı yoksa konsolosluk arşivlerinden, kilisedeki vaftiz belgelerinden iz sürerim. Yunanistan’da, İtalya’da, Fransa ve Ermenistan’da ofislerim var; gider varisleri varsa bulurum. Türkiye’de eviniz var; harap olmuş diye resmini gösterir. 300.000 borcu var, değeri de 800.000 derim. 1 yıl dava, mahkeme derken sattığında da expertiz raporu gösterir, 100.000’de kâr ederiz, bölüşelim yarı yarıya, vekaleti verin paranızı ödeyeyim derim. Emlakçılarım var, eski kulağı kesik arkadaşlar. İşgalcilerin dilinden anlarlar, çıkartırlar mülkten, ben değerinin yüzde 20’sinin altına verip hallederim”
Yüz binlerce Dolar alan Gök, tüm hukuki yolları kapatmış
Bir gayrimenkul üzerinden Sebahattin Gök’e sözleşme karşılığı yüz binlerle ifade edilecek ödeme gerçekleştirdiğini belirten Ekşi sözlük yazarı, olayın 2016’da yaşandığını 2018 yılına kadar türlü bahanelerle oyalandığını ve sonuçta 2018 yılından beri haber alamadığını dile getiriyor. Bu süreçte elbette bir satış söz konusu değil; verilen paranın ise parça parça bir kısmını alabilmiş. Geçen zaman zarfında bazı araştırmalarla Beyoğlu Tapu müdürü ile ilişkisini, Saint Antuan’a dair olan süreci takip ederek tedbir koyulduğunu öğrenmiş. Avukatının tavsiyesiyle ve ısrarla verdiği paranın ancak bir kısmını alabilmiş. Hukuki yollara başvurarak geride kalan miktarı almayı bile imkansız hale getirdiğini belirten yazar, kaleme aldığı yazısıyla olayın vahametini açıklıkla dile getirmiş.
Diplomatik kriz yaratacak kadar ciddi bir alt yapıya sahip olduğu ön görülen Sebahattin Gök isimli şahsın İnterpol tarafından da araştırıldığı söyleniyor.
Adventist Kilisesi ve Sent Antuan Kilisesi’ne dair şu anda yürütülen davada henüz bir sonuç çıkmış değil. Önümüzdeki süreç sonunda ciddi makamlarda oynamalar söz konusu olabilir.